Travmatik olaylar, insanlarda duygusal ve davranışsal değişikliklere neden olurlar.
Travmaya verilen yanıtların çoğu, olağan yanıtlardır.
Çoğunlukla doğal felaketler, savaş, soygun, trafik kazaları, saldırı, tecavüz, işkence vs. olaylardan sonra, kaygı, depresif ve bedensel belirtiler olması olağandır.
Travmatik olay sık sık akla gelir, kişi yeniden yaşantılar.
Uyku anında kabuslu rüya olarak kendisini gösterir.
Bu yaşantılar travma sonrası genellikle bir kaç haftada kaybolur.
Travmanın kişi için ağırlığına göre başa çıkma süresi uzayabilir.
Travma veya tehlike karşısında organizma uyarılır, beden savaşmaya ya da kaçmaya hazır hale gelir.
Aşırı uyarılan organizma hayatta kalmaya odaklanır.
Travmaya karşı öncelikle yas dönemi, yeni uyum biçimleri geliştirme dönemleri benzeri bir durumla karşılaşıldığında nasıl bir tepki verileceğiyle ilgili planlar bulunur.
Travma karşısında ortaya çıkan belirtiler bir kaç hafta içinde ortadan kalkmıyorsa, içe kapanma, dağılma, depresyon, madde ve alkol kullanımı gibi uyumu bozan belirtiler ortaya çıkartıyorsa iş yaşamını ve insan ilişkilerini etkiliyorsa tedavi edilmesi gereken bir durum söylenebilir.
Travma sonrası stres bozukluğu gelişen kişilerde yeniden yaşantılanma belirtileri, kaçınma belirtileri, aşırı uyarılma belirtileri gözlemlenir.
Tanı sistemlerine göre, kişi, ölüm, ciddi yaralanma, cinsel saldırı gibi gerçek bir olay ve tehdide ya olayı yeniden yaşamak, başkalarının başına geldiğine tanık olma yakın bir aile bireyinin veya yakın bir arkadaşının başına geldiğini öğrenirse travmatik olayın rahatsız edici ayrıntılarıyla yineleyen karşılaşmalar gibi durumlarda biriyle karşılaşmış olmalıdır.
Kendiliğinden ve ya olayı anımsatan ipuçlarıyla travmatik olayla ilgili anıların anımsanması olayla bağlantılı yineleyen rahatsız edici rüyalar, geri dönüşler, olayı anımsatan iç ve ya dış uyaranlarla yoğun ve uzun süreli psikolojik rahatsızlık duymak, travmatik olayın hatırlatılmasına aşırı tepki gibi belirtilenlerden en az bir tanesini varlığını gerekli sayar.
Travma sonrası stres bozukluğu yaşayan insanlar, başlarına gelen olayı konuşmak istemezler.
Hatırlatan uyaranlardan kaçınırlar.
Travmatik olayla ilgili ayrıntıları hatırlayamazlar.
Kendilerini suçlu hissederler, travmanın mağduru olmalarına rağmen hatayı kendilerinde ararlar.
Kendisi ve çevresi insanlara yönelik abartılmış negatif inançları ve beklentileri vardır.
Özellikle insan eliyle ortaya çıkan travmalarda, kişinin insana, dünyaya olan inancı sarsılır.
Dünya kötü bir yerdir, insanlar güvenilmezdir.
Bazen hiçbir şey yapmak istemezler, depresif bir ruh haline sahiptirler.
Daha önce yaptıkları etkinliklere karşı ilgileri azalmıştır.
Kendilerine çevreye zamana mekana yabancılaşmışlardır.
Travmatik olayları hatırlatan bağlantılara karşı, tepkisel olabilirler.
Kendilerine çevreye karşı öfkeli, saldırgan, yıkıcı davranışlar içinde bulunabilirler.
Uykusuzluk konsantrasyon güçlüğü yaşayabilirler.
Yaşadıkları bu belirtiler insan ilişkilerini ve iş yaşantısını derinden etkiler.
Bu belirtileri yaşayan kişilerin, pskiyatriste başvurması ve profesyonel destek alması gerekli olabilir.